27 Haziran 2016 Pazartesi

Saat 3 ayaktasın uyku tutmamış yine..

Saat 3 ayaktasın uyku tutmamış yine diye devam eden bir şarkı vardı. Benim durumumda ise saat 5 ayaktayım uyku tutmamış yine. Bu durum son iki haftadır devam ediyor nedenini bilmiyorum, bilsem zaten çözmeye çalışırdım. Bu durum süregelirken uzun bir boş zaman aralığım oldu. Nasıl değerlendirebileceğim konusunda birkaç denemem oldu. Film izlemek, dizi izlemek, oyun oynamak, cover tasarlamak, spor ve mastürbasyon şuan için bulduklarım. Ama hala boşlukta hissettiğim anlar az değil. Bazen düşünüyorum hayattaki amacım nedir diye? Ama ne kadar uğraşırsam yinede bulamıyorum. Geçmişi düşünüyorum şimdiyi düşünüyorum ama geleceğe odaklanamıyorum. Dediğim gibi zamanım bol ve düşünmek için hayli süre demek bu. Ama bir şeyleri yanlış yapıyorum galiba yoksa neden bulamayayım ki? Herkesin bir yeteneği, iyi olduğu bir konu vardır diye söylentiler duydum. Bende benimkini bulmaya karar verdim ama göründüğünden daha zormuş. Ve tahmin edilen üzere buladım da. Belki yazılı olarak düşünürsem farklı bir sonuç elde ederim diye bir deneme yapmak istiyorum. Fiziki yönden bakarsak öyle belirgin bir yakışıklılığım yok ama yüzüne bakılmayacak gibi de değilim. Kendime bakmaya çalışıyorum biraz artı puan kazanmak için ama işe yarıyor mu bilemiyorum ya da biliyorum yaramıyor. Ben saçımı, sakalımı düzeltmesem de diğer günlerden bir farkı olmuyor. Dış görünüşten devam edersek giydiklerime dikkat etmeye çalışırım. Moda olanı değil kendime yakışanı tercih ederim. Bu artı sayılabilir. Ama gelin görün ki büyük bir sorunum var. Ben herkesle sohbet edemiyorum, herkesin yanında eğlenemiyorum. Durduk yere canım sıkılıyor sessizce oturup dinliyorum. Ama bu bazı kişilerin yanında olmuyor. Onların yanında konuşuyorum espriler yapıyorum ve evet insanlar gülüyor. Sohbet ediyorum yani bambaşka biri oluyorum. Kimlerin yanında böyle olduğuma gelirsek aslında birkaç kişi sadece tamam aslında bir kişi o da zaten tek arkadaşım olduğu için galiba. İnsanlar yalnız doğar yalnız ölür diye bir söz var. Bence biraz yanlışlık var kimse yalnız doğamaz en azından annesi garanti yanındadır. Bir de doktor veya ebede olur. Belki hemşire de daha ne olsun anlamadım neresi yalnızlık bunun. Ama yalnız ölünebilir bu kısımda doğruluk payı var. Peki benim sorum şu insan yalnız doğmaz tamam yalnız ölebilir de ölmeye de bilir o da tamam ama yalnız yaşamak zorunda mı? Bazılarınız kimse yalnız değildir diye çıkışlarda bulunabilir. Tamam belki etrafında insanlar vardır, ailesi vardır, arkadaşları hatta belki de sevgilisi vardır. Ama bu yinede yalnız olmadığı anlamına gelmez. Yalnızlık göreceli bir kavramdır. Kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Örneğin kendimi örnek verebilirim. Ailem var, arkadaşlarım var, çok yakında bir arkadaşım var (yanlış anlamayın normal bir arkadaşlık) ama bazı şeyler eksik kalıyor insan gecenin bir vakti kendini YALNIZ başına saçma sapan yazılar yazarken buluyor. Hayatının amacını sorguluyor. Ben ne yapıyorum neyi yanlış yapıyorum diye düşüyor düşünüyor ama hiçbir cevap bulamıyorum. Bu hissi biliyor musunuz bilmiyorum aşina değilseniz ama size saçmalıktan başka bir şey gelmeyecek bu yazı. Ben diğerleriyle konuşuyorum yani benim gibi olanlarla. Çok klişe bir cümle olacak ama kullanmasam olmaz “anlayan anladı”.
Saat 5.35 yine düşünmekten delirecek gibi olursam devam ederim yazmaya iyi geliyor biraz en azından biriyle hatta birileriyle konuşmuşum gibi hissediyorum.
Not: Şarkı Gripin’in “üç” diye bir çalışmasıymış bende nereden duydum diye düşünüyordum.